(İZMİR) – “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi”ne tepkiler devam ediyor. KESK İzmir şubeleri Konak’ta toplanarak basın açıkalması yaptı, “Tasarrufa emekçilerden değil, Saraylardan başlayın” pankartı açtı. Kamu emekçileri, “Sermayeye değil, emekçiye bütçe”, “Sefalete teslim olmayacağız”, “AKP elini cebimizden çek”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek” sloganları attı.
KESK İzmir Dönem Sözcüsü Nihat Filiz tarafından okunan basın açıklamasında “Bu ülkenin emekçileri, üretenleri, bütçenin temel gelir kalemi olan dolaylı ve dolaysız vergileri en çok ödeyenleri olarak yeni bir saldırı paketi ile karşı karşıyayız. Açlık ve yoksulluk sınırları içerisinde yaşamamız yetmiyormuş gibi şimdi yeni bir saldırı dalgası ile cendere altına alınmak isteniyoruz. Bu paketin IMF’in hazırladığı kemer sıkma paketlerinin bir kopyası olması dışında yeni hiçbir tarafının olmadığını çok iyi biliyoruz. Kamusal hizmetlerin şirketlere devredilerek kamunun tasfiyesinin amaçlandığı neo liberal politikaların devamı niteliğindedir. Bu tasarruf değil daha fazla yoksulluk, daha fazla işsizlik, daha fazla güvencesizlik, daha fazla angarya çalışma paketidir. Emeğe ve emekçilere saldırı, sermayeye yeni kaynak paketidir. Paketin içeriğinde ne var ne yok diye baktığımızda söylediklerimizin ne kadar haklı olduğu daha iyi görülecektir” denildi.
“Sermayeye kıyak yaptıkları miktar: 2 trilyon 200 milyar TL”
“Bu paket ile ne kadar tasarruf edileceğine dair net bir rakam telaffuz edilmese de 100-200 milyar TL arası olacağı tahmin edilmektedir” denilen açıklamanın devamında ise şu ifadelere yer verildi:
“Bütçede sermayeden almaktan vazgeçtikleri, yani kıyak yaptıkları miktara bakıyoruz tam 2 trilyon 200 milyar TL. Neredeyse 20 paket büyüklüğünde bir miktar! KÖİ projeleri ve AVM tarzı inşa edilen, Sayıştay raporlarına da konu olan Şehir Hastanelerinin bütçeye çok ciddi bir yükü olmasına rağmen, pakette bu alana ilişkin her hangi bir tasarruf tedbiri yoktur. Bırakalım tasarruf tedbiri alınmasını, daha kısa süre önce buralardan alınan sağlık hizmetlerine yüzde 60’a varan zamlar yapıldı. Öte yandan 2024 bütçesinden şirketlere Kamu Özel İşbirliği projeleri nedeniyle 162 milyar 400 milyon garanti ödemesi yapılacak. Yani bu pakette toplanması öngörülen miktardan fazla bir ödeme yapılacak. Tasarruf paketi üç yılı kapsıyor. Bu üç yılda bütçelerden faize ayrılan miktarlara baktığımızda daha vahim bir tablo ile karşılaşıyoruz. 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’nde faiz ödemeleri için 1 trilyon 254 milyar TL’lik, 2025 için 1 trilyon 809 milyar TL’lik ve 2026 için 2 trilyon 295 milyar TL’lik bir kaynak ayrıldı. Yani 2024-2026 dönemini kapsayan üç yıllık süreçte faiz için bütçeden 5 trilyon 358 milyar TL ödeme yapılacak ve böylece faiz giderlerinin bütçedeki payı yüzde 10,5’ten yüzde 14,3’e çıkacak.
İktidar gözünü kamu hizmetlerine ve kamu emekçilerine dikmektedir
Pakette savunma ve güvenlik harcamaları tamamen istisna olarak tutulmuştur. Oysa son yıllarda bu alanlara devasa kaynak aktarımı söz konusudur. Önümüzdeki üç yılda savunma ve kamu düzeni/güvenlik harcamalarına bütçeden ayrılan pay yüzde 11,2’den yüzde 11,8’e yükselecek olup silahlanma harcamalarında dünyada ilk sıralara doğru hızla yükselmekteyiz. 2024-2026 yıllarını kapsayan üç yılda bu harcamalar için bütçeden toplam 4 trilyon 869 milyar TL ödenek ayrılmıştır. Üstelik bu harcamalara Savunma Sanayi Destekleme Fonu’nun (SSDF) kaynakları dahil değildir. İktidar bir yandan da paket ile muhalefetin kazandığı belediyelerin elini kolunu bağlayarak hizmet sunamaz, yatırım yapamaz, personel alamaz hale getirmeyi amaçlamaktadır. Böylelikle halkın tepkisini kendisi üzerinden muhalif belediye yönetimlerine yönelterek gelecek seçimlerde kazanmayı istemektedir. İtibardan, faizden, Kamu Özel İşbirliği adı altında yandaş şirketlere garanti ödemelerinden, güvenlik harcamalarından, Saray harcamalarından vazgeçmeyen iktidar gözünü kamu hizmetlerine ve kamu emekçilerine dikmektedir.
Mücadele hattı örme sorumluluğuyla hareket edeceğiz
Biz kamu emekçileri ve onların gerçek temsilcisi KESK olarak; saldırı paketine karşı bir mücadele hattı örme sorumluluğuyla hareket edeceğiz. Bunun için Konfederasyonumuz öncelikle zaten yetersiz olan kamu yatırımlarının ve kamu personeli istihdamının kısılmasından, esnek ve uzaktan çalışma ile güvencesiz istihdamın arttırılmasına, angarya çalışmanın arttırılmasından ücretlerin düşürülmesine, lojmanların ve sosyal tesislerin satılmasından servis hizmetlerinin kaldırılmasına kadar uzanan saldırı paketine karşı bir mücadele programı oluşturacaktır. İktidarın Varlık fonu ve kamu bankaları kredileri ile bir anlamda paralel bütçe oluşturduğu gerçeğinden hareketle tüm bunlara karşı topyekün bir mücadele hattına ihtiyaç olduğu açıktır. Bunun için mücadele programının tüm emek ve meslek örgütleri ile ortak bir program ve mücadele hattında buluşturulması için çabalarımız sürecektir. Mücadele programımız kapsamında yapacağımız eylem ve etkinliklerimizi ‘ Yoksulluk, İşsizlik, Güvencesizlik Paketine Hayır. Emekçiler Tasarruf Paketi Altında Yürütülen Saldırı Politikalarına Sessiz Kalmayacak’ şiarı ile gerçekleştireceğiz.”